Pilakanı aldım! Pilakiyi severim! Yes mi no mi?
Türkiye'de ender rastlanır olaylardan birisi; 'size çarpan kişiden pardon' duymak.
Galiba insanlar 3'e kadar sayamıyor.
Etiket eklerken yaşadığım zorlukları yazsam roman olur.
Neyapsayeri açıldığından beri 13 yazı girildi onlarca yorum yapıldı ve inanmayacaksınız ama 1000'lerce kişi tarafından 'beğeniyle(!)' okundu. Bu kişiler arasında tanıdıklarımın (umutömürçağrıvs) olması bu hitlere katkı sağlar diye düşündüm ama onlar arasında çağrıömür hariç okuyan yok. Umut burada yazar sana isyan ediyor.
Trt ve Star yeni bir akım başlattı gibi görünüyor. Trt bilim kurguya şubatla, star teve ise ağır roman, dila hanım gibi şeylerle slowdan romaniyete dönüyor.
Bu ara çok yoğunum. Kafam dağınık yani. Çünkü bir konu hakkında karar vermem gerekiyor. Acaba? diyorum sürekli. Normalde pek demem. Nedir kafamı bu kadar yoran şey? Nedir bu kadar kafama takdığım düşündüğün araştırdığım şey. Değer mi? Acaba yazar şimdi ne yapacak?
Evet, kabul ediyorum eskisi gibi hevesle yazmadığım için yazılarımı okurken bende sıkılıyorum. Silmeyede üşeniyorum bu yüzden işte böyle saçma ve karışık yazılar ortaya çıkıyor. Peki ne bu kafamı yoran şey. Hmm, bende bilmiyorum.
Sizce iphone mu alayım HTC mi? eyçtisi büyük ekranlı olanları 4-5'' çok hoş. Ama android. iphone ise ios.Neyse...
Bazı insanları tanıyamıyorum diye kendime kızarken çok eskiden yaşadığım bir şeyi tekrar yaşadım. Bir insanı çok yakından tanıyınca içimde bir gariplik oluyor soğuyorum bariz. Bunu yenersem zaten enfestekülli-ye'te varan sayıda dostum olur. Dostlarımı ince eler sık dokurum. Elediğim şeyi dokur muyum?
Ne diyom ben mk ya.
Oğlum numaranı niye vermiyon?
-Sevgili okurum, vercem ama elim tuşlara gitmiyor. Gel adam akıllı bir social ağa deki böyleyken böyle. Numaranı istiyorum çok ciddiyim de. ciddi düşünüyorum de. Gel verim. Bak umuta dediki 'num at' verdim. Ömür ise abi 'num vercen?' dedi attım. Sen naptın? 'ya numaranı verir misin belki arada ararım sorarım konuşuruz bi sesini duyalım' dedin. Bu kadar uzun cümle kurulmaz zarar, ziyan.
Twitter'a niye girmiyon?
-Sevgili okurum, bu ara çok yoğunum desem? Giriyorumda login olmuyorum desem. Sadece tivitlere bakıyorum kaçıyorum desem. Ya da dfghjkalda.d desem?
Kızlar neden vermez?
-Vermezde vermez mk sizene, jack daniels iç versin! http://www.youtube.com/watch?v=E8NcZiwLO-U
Soğan kokusu nasıl gider elden?
-Avuç içinizi metal bir kaşıkla ve bol su ile yavaşça yıkarsanı.... oktay usta konuşmaya katıldı. esra erol konuşmadan ayrıldı.
Umuuuut! Senin yüzünden fb kötü gidiyor. Ömüüür! Senin yüzünden, dersler nası gidiyor? Çağrııı Okul nasıl gidiyor panpişcan?
Hâlâ mı diyorum bazen. Mesela bugün. Nasıl konuşuyor. Anlamıyorum. < duygusal köşe. > yazık cidden.
Devamını göster. Hepsi bu kadar değildir heralde...
Türkiye'de ender rastlanır olaylardan birisi; 'size çarpan kişiden pardon' duymak.
Galiba insanlar 3'e kadar sayamıyor.
Etiket eklerken yaşadığım zorlukları yazsam roman olur.
Neyapsayeri açıldığından beri 13 yazı girildi onlarca yorum yapıldı ve inanmayacaksınız ama 1000'lerce kişi tarafından 'beğeniyle(!)' okundu. Bu kişiler arasında tanıdıklarımın (umutömürçağrıvs) olması bu hitlere katkı sağlar diye düşündüm ama onlar arasında çağrıömür hariç okuyan yok. Umut burada yazar sana isyan ediyor.
Trt ve Star yeni bir akım başlattı gibi görünüyor. Trt bilim kurguya şubatla, star teve ise ağır roman, dila hanım gibi şeylerle slowdan romaniyete dönüyor.
Bu ara çok yoğunum. Kafam dağınık yani. Çünkü bir konu hakkında karar vermem gerekiyor. Acaba? diyorum sürekli. Normalde pek demem. Nedir kafamı bu kadar yoran şey? Nedir bu kadar kafama takdığım düşündüğün araştırdığım şey. Değer mi? Acaba yazar şimdi ne yapacak?
Evet, kabul ediyorum eskisi gibi hevesle yazmadığım için yazılarımı okurken bende sıkılıyorum. Silmeyede üşeniyorum bu yüzden işte böyle saçma ve karışık yazılar ortaya çıkıyor. Peki ne bu kafamı yoran şey. Hmm, bende bilmiyorum.
Sizce iphone mu alayım HTC mi? eyçtisi büyük ekranlı olanları 4-5'' çok hoş. Ama android. iphone ise ios.Neyse...
Bazı insanları tanıyamıyorum diye kendime kızarken çok eskiden yaşadığım bir şeyi tekrar yaşadım. Bir insanı çok yakından tanıyınca içimde bir gariplik oluyor soğuyorum bariz. Bunu yenersem zaten enfestekülli-ye'te varan sayıda dostum olur. Dostlarımı ince eler sık dokurum. Elediğim şeyi dokur muyum?
Ne diyom ben mk ya.
Oğlum numaranı niye vermiyon?
-Sevgili okurum, vercem ama elim tuşlara gitmiyor. Gel adam akıllı bir social ağa deki böyleyken böyle. Numaranı istiyorum çok ciddiyim de. ciddi düşünüyorum de. Gel verim. Bak umuta dediki 'num at' verdim. Ömür ise abi 'num vercen?' dedi attım. Sen naptın? 'ya numaranı verir misin belki arada ararım sorarım konuşuruz bi sesini duyalım' dedin. Bu kadar uzun cümle kurulmaz zarar, ziyan.
Twitter'a niye girmiyon?
-Sevgili okurum, bu ara çok yoğunum desem? Giriyorumda login olmuyorum desem. Sadece tivitlere bakıyorum kaçıyorum desem. Ya da dfghjkalda.d desem?
Kızlar neden vermez?
-Vermezde vermez mk sizene, jack daniels iç versin! http://www.youtube.com/watch?v=E8NcZiwLO-U
Soğan kokusu nasıl gider elden?
-Avuç içinizi metal bir kaşıkla ve bol su ile yavaşça yıkarsanı.... oktay usta konuşmaya katıldı. esra erol konuşmadan ayrıldı.
Umuuuut! Senin yüzünden fb kötü gidiyor. Ömüüür! Senin yüzünden, dersler nası gidiyor? Çağrııı Okul nasıl gidiyor panpişcan?
Hâlâ mı diyorum bazen. Mesela bugün. Nasıl konuşuyor. Anlamıyorum. < duygusal köşe. > yazık cidden.
Aynadaki yüzünün karşılığı benim, gördün mü sevgilim?
William Shakespeare